Tuesday, December 30, 2014

DANİSKASI KELİMESİNİN KÖKENİ

EKSISOZLUK.COM
29.12.2014
1800'lü yıllarda İstanbul'da Danimarkalı hayat kadınları revaçtaymış. Bu işlerle ilgilenen erkekler de, kadın değil, daniskası gibi cümlelerle, kelime doğmuş.

Monday, December 29, 2014

ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN

BEYİN OYUNLARI_T.DEMİRDELEN
BÖLÜM 3
1947'de 2.Dünya Savaşı sonrası Marshall planı uyarınca, Türkiye'nin dahil olduğu 16 ülkeye yardım yapılır, ana şart Türkiye'nin ABD'den mısır almasıdır. 1954'de, bir yunan şarkısına 'zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman' sözler yazılarak, zeytinyağı tüketimi kanser de yaptığı haberleri verilir. İlk margarin fabrikaları kurulur ve zeytin ağaçlarının %75'i kesilir.

Saturday, October 18, 2014

ŞEMSİYE KELİMESİNİN KÖKENİ

eksisozluk.com
şemsiye aslen güneşten kullanılmak için kullanılır, şems arapça güneş demektir.

WOMAN KELİMESİNİN KÖKENİ

Eksisozluk.com
İngilizcede woman kelimesi, wife of man kelime kalıbından gelmektedir.

Saturday, September 27, 2014

VINO KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 318
MÖ3000 yıllarında Hititler, şarabın ilk üretildiği uygarlık. Hitit lisanında şaraba Vino dendiği be Latin lisanlarında bu kökenden aldığını görüyoruz.

TÜL, TÜLBENT, TULIPAN KELİMELERİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 306
Orta fransa'da küçük Tulle(okunuşu tül) kentinde saydam dokunan tüller ilk defa dokunmuştu. Osmanlı'da farsça bend, bağlamak anlamında bu kelieyle birleşerek tülbent türetilmişti. Sarık, diğer dillere turnate, turbant, turban olarak girdi. Avusturya'nın Osmanlı elçisi tarafından tanıtılan lale, Hollanda'da gelişti. Osmanlı sarıklarına benzediği için de Tulipan adını verdiler. 

TİP KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 304
Bahşiş kelimeis yerine kullanılan tip, 17.yy'da restoranlarda kullanılan kutunun üzerinde yazar. "To Ensure Promotness", "Hızlı servis için" diye hemen servis isteyenler bu kutuya para koyarlardı. 

TEMCİT PİLAVI KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 300
Elazığ'da Ramazan geceleri, müezzinler herkesi sahura kaldırmadan önce, gençler minareye çıkıp kısık sesle temcit okumaya başlarlar. Amaç, uyumakta olan kadınları kaldırıp, erkeklerden önce pilav tenceresini ocağa koymaları için. Sahurdan önceki pilava temcit pilavı adı veriliyor.

NALBANT SOYADI FARKLI DİLLERDE

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 277
Nalbat veya demirci ataları olanların soyadları tüm dillerde yaygın kullanılır. İngilizce Smith, Rusya'da Kuznetsov, Fransa'da LaFarge, İtalya'da Ferrari.

ROBOT KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 258
Robot kelimesini ilk olarak, Çekoslovak yazar Karel Çapek, RUR adlı oyununda geçer. Mekanik canavarlar insanlığa egemen oluyorlardı. Bu kelimeyi de Slavca iş anlamındaki robota'dan türetmişti.

PROFİTEROL KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 249
Türkiye'ye 15 yaşında gelen bir Arnavut göçmeni Luca Zgonidis pastacılık yapar ve bu tatlı da adı da onun uydurmasıdır.

PALAVRA ATMAK KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 230
Kalyonların dört temel katından biridir palavra, ambarlarındaki toplar ağır ve hantaldır. Yakın döğüşlerde ve taktik savaşlarında palavra topları kullanılır. Hafiftirler, hafif gülleler atarlar, yağlı olduklarından küçük gemilere düştüklerinde yangın çıkarırlar. Bir de çok şiddetli ses çıkarırlar ve paniğe yol açarlar.

PABUCU DAMA ATILMAK

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 229
Eski lonca teşkilatı kurallarına göre, esnafın yaptığı pabuç çabuk delinirse, geri götürülür ve esnaf bunu dükkanın üzerine asmak zorundadır. Bu delik pabucu görenler de o dükkana girmiyor elbette.

NARGİLE KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 214
Nargile, hindistan cevizinin farsçası Narcil'den gelir, ilk defa Hindistan da yapılmıştır. Tütünden yüzyıllar önce bu ilkel nargilenin bir diğer adı da cur'a'dır.

MÜZE VE MÜZİK KELİMELERİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 210
Eski Yunana göre, sanatçıları dokuz Musa(esin perielri) korur. Museum da Musa evi demektir. Arapça Musiki, yunanca musike, Musaların sanatı demektir.

MERCEDES

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 198
Mercedes, Emil Jellinek adlı bir Avusturyalı'nın kızıdır. 1900 yılında sahip olduğu üç yarış otomobiline de Mercedes diyordu. Daimler'e kendisine özel bir araba sipariş etti ve ona da kızının adını verdi. 1926'la Daimler ve Benz birleşti ve araç, kızın adıyla üretilmeye devam etti.

MATRAK KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 194
Matrak, şişe şeklinde sert tahtadan yapılma bir lobut, ucu sivri. Denizcilikte halatların arasına iplikleri geçirmek için kullanılır. Matrağı geçirmektir bu işlemin adı.

MAGIC KELİMESİ KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 190
İslam öncesi İran'da magi adı verilen din adamları siyasette çok etkiliydi. İngilizce büyü-magic burdan gelmektedir.

EVLİLİK

CYNIC'S DICTIONARY
Evlilik, erkeklerin 30 yaşına kadar kadınları soymak, daha sonra giydirmek için para harcamalarıdır.

Friday, September 26, 2014

KIRO

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 156
Kıro, kürtçedir ve oğul/evlat anlamlarına gelir.

OFLU YUNUS

MİLLİYET
02.09.2009
Hira dağında bir Türk Oflu Yunus yazdı.

NOEL BABA VE KEŞAN MÜFTÜSÜ

MİLLİYET
28.12.2011
Keşan müftüsü Süleyman Yeniçeri'den adamlık dersi, "Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi. Biz de kapıdan giriliyor. Kuran-ı Kerim'de; 'Evlere kapıdan girin' diyor. Neden bacadan giriyor ki?"

Wednesday, September 24, 2014

KAYMAKAM

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 153
Valinin yetkilerini onun adına kullanan anlamında, Kaim-i Makam'dır aslı.

KAVAT

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 152
528'den itibaren İran Hükümdarlarının adıdır. Zerdüşt dini rahipleri, çok katı idi. Mazdak adlı bir aydın reform yaparak, dini insancıl, özgürlükçü yaptı. Kadınlar da erkek ile eşit sayılıyordu. Kavad sülalesi bu inancı destekledi. İran'daki İslam şeriatı, bu eşitliğe savaş açtı ve Kavad'ları ahlaksızlık örneği olarak gösterdi, bu da anadoluya geçti.

KAMİKAZE

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 146
Kamikaze, ilahi rüzgar demektir. Çin-Moğol imparatoru Kubilay Han, japonyayı işgal için büyük bir donanma gönderir, patlayan fırtınada donanma perişan olur. Bu fırtınaya, Japonlar kamikaze adını verirler.

Saturday, September 20, 2014

BOYNUZLU TANIMLAMASI KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 48
Savaşa giden Avrupalı şövalyeler, eşlerine bekaret kemeri takar ve kilit yerini balmumuyla mühürlerlermiş. Aşıklardan biri, mührün yerine kendi aile armasındaki mührü vurur. Kocası da kontrol edip komşu lordun çift boynuzlu armasını görür. 

Wednesday, August 27, 2014

KİŞİ NE ZAMAN ÖLÜR

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 321
Julies romains der ki, "Kişi ölünce hemen kaybolmaz. Adı bir süre daha dolaşır ortalıkta. Ve bir an gelir, o ad spn kez söylenir. Ondan sonra artık hiç kimse, o adı anmaz olur. Kişi o zaman gerçekten ölmüştür.

SARI ÖKÜZ

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 307
Öküz sürüsü yaşarmış ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları.
Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. 
Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına. "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz. Bunların hepsi sarı öküzün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!"
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü.
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara. Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki! Bütün sürünün selameti için bir öküz. Gerekliymiş bu.
Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra."Acıktık !" demişler
Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam !" diye girmiş söze:
"Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var!.."
"Nedir?" demiş boz öküz merakla.
"Şu sizin uzun kuyruklu öküz" demiş topal aslan ve devam etmiş:
"Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün."
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan. Hepsi de "Verelim gitsin" demişler...
İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden.
Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler.
Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler.
Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış. "Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece.
Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona.
"Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze. "Biz" demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!."

METİN OKTAY VE MÜTEVAZİLİK

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 290
Galatasaray santroforu 1960 Fenerbahçe derbisinde 4 kez Fenerbahçe ağlarını havalandırır, maçtan sonra omuzlardaki kral, yumuşak bir sesle etrafına şöyle der, "Arkadaşlar, Allah beni şaşırtmasın, eğer şımarırsam ne olur beni ikaz edin"

Tuesday, August 26, 2014

RESNELİ NİYAZİ VE GEYİK MUHABBET

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 275
1897 Türk Yunan savaşında Abdülhamit rejimine karşı dağa çıkan Resneli Niyazi dağda bir geyik besler. Bu geyik tüm fotoğraflarda yer alır. Bu geyiğin kutsallığı, kahramanlığı, Allah'ın gönderdiği yardımcı olduğu rivayetleri tüm sohbetlerde geçtiğinden, geyik muhabbeti tabiri o zamandan kalmıştır.

BALIKÇI VE ZENGİNLİK

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 262
Amerikalı zengin işadamı, küçük kıyı kasabasında, Meksikalı bir balıkçı görür, az balık tutan balıkçıya sorar, "neden daha fazla tutmadınız?" 
Balıkçı, "ailemin ihtiyaçları için yeterli". 
"Geri kalan zamanda ne yapıyorsun?"
"Çocuklarımla ilgileniyorum, karımla siesta yaparım, akşamları arkadaşlarla sohbet eder, bir kadeh şarap içeriz"
"Ben sana akıl vereyim, daha balık tut, daha büyük teknen olsun, sonra daha çok balıkla filo kur, balık çok burda, sonra konserve fabrikası kut. Zengin olup ailenle şehre taşınırsın."
"Ne kadar sürecek bu zenginlik işi"
"15-20 yıl. Sonra da karınla istediğin kadar siesta yapıp, keyif sürersin.
"Beyim ben şimdi zaten onu yapıyorum ya"

KADINLARIN ELİNİN ÖPÜLMESİ

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 255
Bir davette, elini öpen Bernatd Shaw'a sormuş, erkeklerle neden kadınların elini öper bakalım? Shaw'ın cevabı, Hanımefendi, tabi ki önce bir yerden başlamak lazım.

ATEŞ PAHASI

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 201
Padişah 4.Mehmet, ava çıkar, şiddetli tipi de bir oduncu kulübesi görürler ve içeriye atarlar kendilerini. oduncu misafirlerini ısıtmak için habire odun atar. Padişah, laf arasında, ömrüne bereket, senin bu odunlar bin altına bedel der. Sabah olur, vezir oduncuya pahasını sorar kalmalarının, oduncu 1000altın der, fiyatı da padişahın biçtiğini söyler. 

BİNDİK BİR ALAMETE

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 173
Osmanlı padişahına gemi ile iki zürafa hediye edilir. Osmanlı halkı ve padişah, ilk defa gördükleri hayvanları Sultanahmet'te beslerler. Padişah, İncili Çavuş'a at gibi kullanılıp kullanılamayacağını denemesini ister. Merdivenle biner, hayvan dörtnala koşmaya başlar.  Yolda görenlere, "yahu ne olacak, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" der.

GÜNAHI OLMAYAN

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 118
Hz.İsa, yolda giderken, bir kadının recm, taşlanarak öldürme cezası aldığını görür. Kalabalığa suçunu sorar, fahişelik derler. Tamam o zaman, ilk taşı günahı olmayan atsın diye bağırır. Hiç kimse taşı atamaz.

MARATON

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 110
Maraton Koşusu, MÖ5.yy'da, Darius kumandasındaki Persler, Atina yakınlarındaki Maraton ovasına çıkarma yaparlar. Atina ordusu 10000 iken, kendisinin dört katı orduyu, meydanda mağlup ederler, Persler donanmalarına binip, Atina gitmek üzere hazırlanırlar. Atina'ya haber götürmek üzere Philipides, Atina'ya durmadan koşarak 42.2km yolu Perslerden önce koşar, Atinalılara haberi verir ve kalelerde asker süsü vererek yeni bir savaştan Persleri vazgeçmelerine neden olur.

Monday, August 11, 2014

ECE AYHAN KUŞAĞI

Biz 31 kuşağıyız, tevellüt de tutuyor zaten.

Monday, July 7, 2014

TAKSİM CUMHURİYET MEYDANINDAKİ SOVYET GENERALLER

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 241
Rusya, Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'ya destek olur ve silah yardımı yapar. Bu dayanışmanın simgesi olarak da Taksim Cumhuriyet Meydanı'ndaki anıtta iki Sovyet generali, Frunze ve Voroşilov yeralır.

ERTUĞRUL GEMİSİNDE FARELERE ÇARE

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 188
Ertuğrul gemisini fare basınca, fareleri yok etmek için kokusuz bir yöntem olaran, un alçı karışımı olan tabakları koyarlar gemşnşn her yerine. Yanına da su. Alçıdan dolayı hazımsızlıktan fareler ölecektir. Tuzağı farkeden fareler birsüre sonra bu yemleri yememeye başlar. Sonra denizciler, Çinlilerden bir yöntem öğrenirler. Buna göre, 10-15 fare yakalanıp tel kafese konur, sadece su verilir. Üçüncü günün ardından, fareler açlıktan birbirlerini yemeye başlar, iki hafta sonra hayatta kalmayı başaran 3-4 fare gemiye salınır. Artık yamyamlaşmış fareler, geri kalan hemcinslerini de yer.

PİCASSO'NUN GUERNICA'SI

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 181
1937 yılında, İspanyol Franco, direnişçilerin yaşadığı Guernica kasabasını bombalamak için, Hitler'den yardım ister. Bir Nazi subayı, Picasso'nun bu günü anlattığı Guernica tablosuna bunu siz mi yaptınız sorusuna, hayır siz diye yanır verir. 2003 tarihinde Colin Powell, Irak'a yönelik savaş propagandası yapacağı konuşma sırasında, BM'de duran Guernica'nın üstü büyük bir kumaşla örtülür.

KRAL VE DEĞİRMEN

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 80
Alman kralı II.Friedrich, Berlin yakınlarında bir saray(Sanssouci Sarayı) yapmaya karar verir. Ancak, saray yerinin yakınındaki değirmen engel olmaktadır. Değirmenin satınalınarak yıkılmasını emreder. Ancak sahibinin satmaya niyeti yoktur. Kral, adamlarıyla daha fazla para teklif etse de teklifi reddeder. Bunun üzerine kral, kendisinin kral olduğunu, isterse değirmeni para vermeden de alabileceğini haykırır. bunun üzerine değirmenci, bunu elbette yapabileceğini söyler ve devam eder, "Ama unutmayın ki, Berlin'de hakimler var".

MİLLİ BİSİKLET EKİBİ

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 52
1924 Paris Olimpiyatlarına katılan ekibimizi Burhan Felek karşılamış, bisikletlerinin olmadığını öğrenince çok şaşırmıştır. Atletler, Paristen almayı hesaplamışlar ancak sipariş üzerine haftalar öncesinden yapılmaktadır. İki gün kala gelen ekip yarışmaya katılamaz.

MİLLİ MARŞIMIZ ENTARİSİ ALA BENZİYOR

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 45
Reşadiye gemisini almak için İngiltere'ye giren denizcilerimiz, teslim töreninde İngiltere marşının okunmasının ardından, o sıralar milli marş olmadığı için, marş niyetine "Entarisi ala benziyor, şeftalisi bala benziyor" şarkısını okumuşlardır. İmparatorluk askerleri de saygı duruşunda dinlemişlerdir,

Sunday, June 29, 2014

DANSIN EVRİMİ

SAÇMALIKLAR ÇAĞI_M.FOLEY
SAYFA 125
Özünde bir grup çalışması olarak yüzyıllardır olan dans, 19.yy'da çiftlere yönelik bir faaliyete indirgenmiş, 20.yy'ın sonlarında neredeyse tümüyle yalnız yapılan bir eyleme dönüşmüştür. 

SİMURG ŞİİRİ

SAÇMALIKLAR ÇAĞI_M.FOLEY
SAYFA 63
Feridüddin Attar'ın Kuşların Diliyle adlı 20.yy şiirinde tüm kuşların doymak bilmez istekleri karşısında bir ruhani lider, Simurg'a ihtiyaçlarını olduğunu düşünürler. Hep birlikte Simurg'u aramaları gerekmektedir. Birçok kuş bu yolculuktan zamanla kaçar, bir grup kuş yedi vadiyi aşarken, yolculukları sırasında pekçok badire atlatır, örnek karakterlerin öykülerini dinlerler. Simurg'un sarayına vardıklarında otuz yorgun, yaşlı kuş kalmışlardır. Saray muazzam ama içi boştur. Aynalar dışında saray bomboştur, birden anlarlar Simurg'un aslında farsça otuz kuş anlamına geldiğini.

Monday, June 23, 2014

HARİTALARDAKİ SEVGİLİ ADALARI

KIRMIZI IŞIKTA YÜRÜMEK_E.ATABEK
SAYFA 22
Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan İspanyol'a gemide suların azaldığını, haritada görünen şu adacıkta içme suyu bulunup bulunmadığını sorunca İspanyol gülümsemiş. Efendim, o adanın varolduğunu sanmıyorum. Meğer, İspanyol haritacılar, sevgilileri için de gerçekte olmayan ufak adalar çizerlermiş.

Saturday, June 21, 2014

TOPLAYICILIKTAN TARIMIN GEÇİŞİN KÜLTÜRE ETKİLERİ

BÜYÜK TARİH_C.S.BROWN
SAYFA 124
Tarımla yerleşik yaşayan insan, daha fazla çalışmaya başladı. Havanın insafına bağlıydı. Daha fazla hastalık, daha az eğlence vardı. Çevresel olarak da ormanlar yok edildi. Toprağın yapısı bozulmaya başladı. Adem Havva'da yiyeceğin bol olduğu Cennet Bahçesi, tarım öncesi doğadır. Tanrı doğanın bolluğundan kovup çalışma çilesine mahkum eder. Oğulları çiftçi Kabil ile çoban Habil hikayesinde de, Tanrı Habil'in hayvanlarını kabul eder. İbranilerde Kenanların topraklarını alana kadar göçebedirler.

KALITIMIN KANLA TAŞINMASI

BÜYÜK TARİH_C.S.BROWN
SAYFA 98
Kalıtımın nasıl işlediği 1953'de Watson ve Crick'in DNAnın yapısını çözmeleriyle anlaşılmıştır. 16-18.yy'da Avrupalılar, farklılıkları ırk olarak adlandırıyorlardı. 1953'den önce de genel kanı, kalıtımın kanla taşındığı şeklindeydi. O yüzden II.Dünya Savaşında Amerikalılar, bir siyahtan kan almaları halinde siyah çocukları olacağını düşünüyorlardı.

Monday, June 16, 2014

KAYSER

VIKIPEDI.COM
Kayser, Roma(Bizans) imparatorlarına verilen Ceasar ünvanının İslam ülkelerinde kullanılan biçimidir. Osmanlı Sultanları II.Mehmet'ten başlayarak Kayser-i Rum ünvanlarını da kullanmışlardır. Ceasar adı, Sezardan sonra tüm Roma imparatorlarının onursal lakabıdır. Rus hükümdarları da tsar ünvanını 1453'de İstanbul'un fethinden sonra benimsemişlerdir. Sebep, Osmanlı sultanlarının Rum Kayserliğine varis olma iddialarına karşı koymak ve Bizans mirasından hak iddia etmektir.

NOEL BABANIN KIYAFET RENGİ

SUBLİMİNAL A.Ş._F.BİŞKİN
SAYFA 188
Santa claus'un kıyafeti yeşildi. 1931'de CocaCola reklam kampanyası sonrası kırmızıya dönüşmüştür.

MEDYA SAHTEKARLIĞI

HEYECAN YAŞLANMAZ_M.BALBAY
SAYFA 71
1992'de Körfez Savaşı'nın ateşli günlerinde ABD, kaybedeceğini anlayınca petrol kuyularını ateşe veriyor. Derken görüntülü bir haber, Saddam Basra Körfezi'ne petrol akıtıyor. Bir karabatak heryeri petrol siyahı, az sonra ölecek. Kahrolsun Saddam dedirten bu görüntülerin sonradan Fransa açıklarında çekildiği ortaya çıkıyor.

Romanya'da Çavuşesku döneminin son günlerinde, haber ajansları dünyaya halkın üzerine ateş açıldığı ve binlerce ölü olduğu haberini geçiyor. Bir süre sonra öğreniliyor ki ölü sayısı 40, fotoğraf Bükreş tıp fakültesi morgunda çekilmiş.

Sunday, June 15, 2014

RODİN HEYKELİ AKIL HASTANESİNDE

HAKANURGANCI.COM
Düşünen adam heykeli felsefi düşünceyi anlatan bir simge olarak pekçok kopyası, Tokyo müzesinde, Norveç Ulusal galeride, İngiltere Cambridge'de, Abd Colombiya Üniversitesi, Stanford Üniversitesinde, Washington Ulusal Galeride, Avustralya Opera Binası önğnde iken, bize Bakırköy akıl hastanesindedir. Başhekim Fahri Celal Göktulga, 1953 yılında eli yatkın hastanedeki Kemal Künmat'tan yapmasını ister. Heykelin bitmesine az kala tüklü bir para isteyen Künmat, eline çenesine koyduğu kolunu yapmadan bırakır heykeli. Altı ay sonra, depresyon tedavisi gören yüzbaşı Mehmet Pişdar, kalan kısmını tamamlar.

Wednesday, June 11, 2014

SU MÜZİĞİ

EKSISOZLUK.COM (entry water music)
05.11.2003
I.George, Alman asıllıdır, 1714'de tahta çıktığında tek kelime ingilizce bilmez, bakanları da Almanca bilmez. Kendini sürgünde hissettiği için, Thames nehri kenarında hergün handel dinleyip yemek yer, Londra halkı da kayıklarla geçerek bu eğlenceye katılır. Bundan dolayı eserin adı su müziği denir.

Tuesday, June 10, 2014

BOYNUZLU MUSA

DUNYABULTENI.NET
19.02.2011
Michelangelo'nun Musa heykelinde iki boynuz bulunmaktadır. Bu boynuzlar Rönesans döneminde yapılan çeviri hatasından kaynaklanmaktadır. İbranice keren kelimesi ışık yansıması ve boynuz anlamlarına geldiği için, o zamanın bütün çevirilerinde başından ışık saçan yerine, başında boynuz olan şeklinde yanlış belirtilmiştir,

Monday, June 9, 2014

PARTHENON CAMİSİ

ENTELEKTÜELİN KUTSAL KİTABI_N.D.OPPENHEIM
SAYFA 21
Parthenon, altıncı yüzyılda kiliseye, 1458'de Türkler tarafından camiye çevrildi. Adı da içkale camii oldu.

Saturday, May 31, 2014

BAHÇESARAY ÇEŞMESİ

VIKIPEDIA
Kırım'ın başkenti Bahçesaray'da bulunan çeşme, Kırım Hanı Giray Han'ın çok secdiği genç yaşta ölen eşi Dilara Bikeç anısına "dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın" diyerek 1763'de yaptırılmıştır. Çeşme asıl yerindeyken, her su damlasının insana ağlama sesi gibi geldiği belirtilmiştir. Puşkin, çeşmeden çok etkilenerek aynı isimli şiiri yazmıştır. (Bahçisarayskiy fantan)

TACMAHAL

OKUMA ZEKASI_S.YAYLAMAZ
SAYFA 143
Hindistan'ın Agra kentindeki Tacmahal zamanın Türk hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından 22 yılda yaptırılmıştır. Çok sevdiği karısı Ercümend Banu Hatun'un ölümünden sonra onun yokluğunda teselli bulmak için İstanbul'dan çağrılan Mimar Sinan'ın talebeleri Mehmet İsa ve Mehmet İsmail Efendi tarafından inşa edilmiştir.

Friday, January 3, 2014

NABUKADNEZAR'IN RÜYASI

Mahfiegilmez.com
28.12.2013
II.Nabukadnezar, Babil'in en ünlü krallarındandır. (MÖ605-562) Med kralı kızı Amytis ile evlendi ve onun yeşil engebeli sılasının hasretini çekmemesi için başkent Ninova'da yapay dağ ve su akacak teraslardan asma bahçeleri yaptırdı. Bir gece Nabukadnezar bir rüya görür. Heykelin başı kendi başıdır, altındandır. Gövde gümüşten, etek bronzdan, bacaklar demirden, ayaklar kildendir. Kahinler, bunu kentin yıkılacağını söylemesi üzerine aklını oynatır ve sarayın bahçesinde otlamaya kadar varır. Ölümünden sonra gerçekten de Persler şehre girerler ve herşeyi yakıp yıkarlar. Yaşamı Verdinin Nabucco operasında işlenir, Doğal gazı Türkiye'den taşıması planlanan hattın adıdır ve Matrix'de geminin adıdır.