Thursday, June 14, 2018

TEDDY OYUNCAK AYI

KIRDIĞIMIZ OYUNCAKLAR_S.AKIN
SAYFA 57
Roosevelt, Luisiana ve Missisippi eyaletleri arasındaki sınır sorununu çözmek için ziyaret eder. Başkanın av merakını bilenler yavru bir ayıyı yakalayıp vurması için önüne atarlar. Buna büyük tepki gösteren Roosevelt, yavru ayının ormana bırakılmasını emreder. Morris Michtom, karısına oyuncak ayı yapmasını ister. Roosevelt'in hikayesinin Washington Post'taki karikatürünü de yanına koyar. Kentte meşhur olan aylardan bir tanesini de Başkana gönderir ve isim babası olmasını ister. Roosevelt'in ön adı olan Teddy doğmuş olur.

AVOKADO KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Aztek yerlileri biçimi nedeniyle kendi dillerinde testis anlamına gelen ahuakatl demişler.

EFENDİ KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Eski Yunanca "authento : yetkili ve sorumluluk sahibi olmak" kelimesinden gelmektedir.

FEVKALADE KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Arapça fevk üstünde demektir. Arapça, Favka'l-adet, yani adet edinilmişin üzerinde, anlamındadır.

GOODBYE KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
14.yy İngilizcesinde god-be-with-ye, tanrı seninle olsun deyişinin zamanla kısalmış halidir.

HUKUK KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Hukuk, arapça hak sözcüğünün çoğuludur.

KAŞKOL KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Fransızca cache (saklamak) + col (boyun), boyun koruyan/saklayan anlamındadır.

KİRAZ KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Kiraz adını, Gerassus yani Giresun'da yetişip oradan almış. Almanca kirsche, fransızca cerise, ingilizce cherry hep buradan.

KOT KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Kot kelimesinin isim babası, Türkiye'ye getiren Muhteşem Kot adlı tüccar. Jean ise Cenova kentinden ismini alıyor.

KURBAĞA, KAPLUMBAĞA KELİMELERİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Bağa eski Türkçe kurbağa demek. Kaplumbağa da kaplı bağa.

LACİVERT KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Lacivert Dağından çıkarılan koyu mavi renkli süs taşının ismidir. Sözcüğün Hintçe'de alı, raca-varta yani kral payı'dır.

PİDE KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Pide Yunanca yassı ekmek anlamına gelen Pita sözcüğünden türmiştir. Pizza da aynı kökendendir.

Wednesday, June 13, 2018

RESTAURANT KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Fransızca restaurer onarmak anlamındadır, restaurant da canlandıran yemek demektir. Paris'te Louvre civarında açılan dükkanda güç veren yemekler bu isimle satılmaya başlanmıştı.

SARHOŞ KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Farsça ser kafa demektir, sarhoş kafası hoş anlamına gelmektedir.

SARI KANARYA KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Uçan Kaleci Cihat Arman'ın kurtarışlarıyla, uçtu yine kanarya denmesiyle Fenerbahçe sarı kanarya lakabını kazanmıştır.

SPAM KELİMESİNİN KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Spiced Ham (baharatlı jambon) kıtlık döneminde çok bulunan ve bıktıran konserve yiyecektir. Bu nedenle bıktıran başka şeylere de bu ad verilir olmuştur.

ŞAHMAT KÖKENİ

HAZNE_H.BÜYÜKÖRDEK
Farsça şah kral, arapça mata öldü sözcüklerinin birleşimidir.

Tuesday, May 1, 2018

ERCİYES KÖKENİ

ELİFİN ÖKÜZÜ_S.NİŞANYAN
SAYFA ...
Erciyes Rumca kökenli, “Argaios” yani “Akdağ” anlamına geliyor.

Sunday, February 25, 2018

DEMOKLES'İN KILICI

DÜNYA TARİHİNDEN İLGİNÇ HİKAYE VE ANEKDOTLAR
SAYFA 46
Efsaneye göre MÖ4.yy'da yaşamış Demokles, Kral Dionysios'un yakın dostudur. Konuşmalarında sık sık krallığın bahşettiği mutluluklardan sözeder. Kral, senin de bu mutluluğu tatmanı istiyorum der. Büyük bir ziyafet hazırlatır, tacını ve tahtını Demokles'e bırakmış. Ziyafetin ortalarında başının üzerinde at kılına bağlı keskin bir kılıç olduğunu farkeder. Kral, bununla krallığın sadece güç ve zenginlikten ibret olmayıp, canının daima tehlike altında olduğunu idrak ettirmek istemiştir.

Saturday, February 24, 2018

TÜRK KAHVESİ YANINDAKİ SU

eksisozluk.com

Türk kahvesinin yanında getirilen su aslında çok eskiye dayanan bir gelenektir, şöyle ki; çokça zamanlar öncesinde misafir geldiğinde ona 'karnın aç mı tok mu?' diye sormak ayıptır diye, misafirine kahve ve su ikram edilirmiş. misafir tok olduğunu belirtmek için kahveyi, aç ise yemek yemek istediğini belirtmek için suyu içermiş. ev sahibi de ona göre sofra kurar ya da odaya çekilirmiş.

TÜRK KAHVESİ

milliyet.com.tr
11.08.2013
Çağatay Gülabioğluna göre, "Türk kahvesi için kullanılan çekirdek kötü. Tuzlu bir tat veriyor kahveye. Brezilya’daki Rio Minas isimli bir bölgeden alınıyor bu çekirdekler. Ülke olarak bunun yüzde 95’ini biz alıyoruz. Demleme tekniği kahvenin tadını tamamen öldürüyor. Kahveyle biraz içli dışlı olan birinin Türk kahvesini sevmesinin mümkünatı yok"

KAHVE CİNSLERİ

Mokapota.com
Kahve çekirdekleri, Robusto ve Arabica olarak ikiye ayrılır. Arabica daha aromalı ve tatlı olduğu için değeri yüksektir. Arabica üretimi de daha zordur. Kahvenin ilk dağıtım yeri Yemen'de ihraç edilen kahveler Etiyopya'dan gelen aromalı kahvelerdi. Bize daha sonradan yıllarca Brezilya'dan düşük kaliteli Arabica çekirdekleri ile türk kahvesi içirdiler.

Sunday, June 18, 2017

DROGHEDA SANCAĞINDA AYYILDIZ

BİLİM VE ÜTOPYA
HAZİRAN 2017 SAYFA 61
1845 yılında Avrupa'da patates mantarı hastalığı belirdi. İngiliz toprağı olan İrlanda'da tarım patatese dayandığı için zehirlenmeden onbinlerce insan öldü. Patates üretimi %90 azalınca kıtlık başgösterdi. Amerika ve İngiltere'ye halk kaçmaya başlayınca, İngiltere gemilere girişi yasakladı. Donanma ile deniz duvarı kurdu. 1860'da sonlanan ve bir milyon kişinin ölümüne, iki milyon İrlandalı'nın kaçmasına neden olan facia da Osmanlı, beş nakliye gemisiyle tahıl sevketti. Abluka altındaki Dublin limanına giremeyen gemiler, Drogheda limanına indirdiler. Bugün şehrin sancağında minnettarlık için ayyıldız bulunmaktadır.

Saturday, June 3, 2017

ÇEYREK KÖKENİ

Yesilgazete.org
15.11.2013
Çeyrek” “cihar” ve “yek”ten gelme. Dördün biri. Aynen tavladaki gibi. Yek, dü, se, cihar (car, cehar), penç, şeş. Kökenleri Farsça. “Çarşamba” dördüncü gün, “perşembe (pençşembe) beşinci gün. Pazar gününden başlıyorlarmış haftayı saymaya. “Heft” de yedi bu arada. Hafta da oradan gelme. 

Sunday, May 28, 2017

TİRAMUSU NE DEMEKTİR

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 179
Tiramisu İtalyanca'da beni kucağına al anlamına gelir.

Sunday, May 21, 2017

MAVİ GÖZ

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 110
Bütün mavi gözlü insanlar mutanttır. İlk mavi gözlü insan 5000 yıl önce ortaya çıktı.

Saturday, May 20, 2017

HONDA VE TOYOTA'NIN KÖKENİ

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 97
Honda ve Toyota, japonca farklı türde pirinç tarlalarının adıdır.

İNTİHAR, SANATÇILARDA

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 85
Kendilerini kanıtlamış yazar ve ressamların intihar etmeleri, genel nüfusa göre 18 kez daha muhtemeldir.

DOĞUMGÜNÜNDE ÖLME İHTİMALİ

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 49
Doğumgününde ölme ihtimali başka herhangi bir günde ölmekten %14 daha fazladır.

Sunday, May 14, 2017

GİZLİ PLAKLAR, SOVYETLERDE

NATIONAL GEOGRAPHIC TÜRKİYE
MAYIS 2017 SAYFA 20
1946'da Ruslan Bugaslovski ve Boris Taigin, devlet baskısıyla yasak olan plakları kopyalamanın bir yolunu bulmuşlardı. Orijinal müzik plakları denizciler tarafından kaçak olarak getiriliyordu. Eski gramofonlardan bir kayıt makinesi yapmış ve kayıtları eski röntgen filmlerine yazmışlardı. 20 yılda ortaya çıkan bu yeraltı plak kültürü farkedilmiş ve Bugaslovski üç kez hapse atılmış.

Friday, January 20, 2017

ÇARŞI KELİMESİNİN KÖKENİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Farsça çahar-sû, dört-kenar demektir. Türkçe çarşı 19. yüzyıla dek sin ve vavla çarsû yazılırdı.

KURUŞ KELİMESİNİN KÖKENİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Ortaçağ boyunca Avrupa’da standart kur 12 gümüş denarius = 1 altın solidus imiş. 13. yüzyılda altın paraya talep artıp arz yetersiz kalınca, 1 altın paraya eşdeğer (yani 12 gümüş para değerinde) büyük boy gümüş para çıkarmışlar piyasaya. Latince grossus (kalın, kaba) adı verilen kalın gümüş sikkeyi ilk kez 1271 tarihinde Tyrol dükü II. Meinhard bastırmış. Kısa sürede bütün Avrupa’da benimsenmiş. Viyana yenilgisinden sonraki mali kriz nedeniyle 1690 yılında mangırı tedavülden kaldırıp 120 akçe değerinde gümüş ğuruş darbetmeye başlamış. 20. yüzyıla dek ğuruş idi. Harf devriminden sonra kuruş benimsendi.

GEORGE KELİMESİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Adın aslı Yunanca Geôrgios, “çiftçi” demek. bildiğimiz gêo-logia’daki gibi toprak, yer. -ôrgios da, “işleyen, çalışan”. İngilizcesi George, Fransızcası Georges, İtalyancası Giorgio, İspanyolcası Jorge (/horhe/), Rusçası Iuryi (/yuri/), 
Bu ismi taşıyan Hıristiyan azizi İzmit’te yerleşik olan Roma imparatorunun hassa ordusu kumandanı olmuş. Hıristiyan ve üstelik de vicdani retçi olduğu ortaya çıkınca 303'de idam edilmiş. Haçlı orduları 1098’de Antakya’yı muhasara ettiğinde, Aziz George Hızır gibi yetişip Haçlıların kenti almasına yardımcı olmuş. İngiliz kraliyet ailesinin Aziz George’u bayrak edinmesi bu olaya dayanıyor. Britanya bayrağındaki iki haçtan beyaz üstüne kırmızı ve düz olanı, belki bilirsiniz, Saint George haçıdır.

RUM KELİMESİNİN KÖKENİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Rum, Roma kentinin Şark dillerinde geçen adı. Doğu Roma veya “Bizans” ahalisi kendini Romaiós yani “Romalı” diye bilirdi. Acemcede yakın devire kadar Türkiye Türklerine Rum, Asya Türklerine Türk adı verilirdi.

Saturday, January 7, 2017

ERMENİCEDEN TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
moruk (sakal), madik atmak (parmak atmak), godoş (boynuz), avanak (eşek sıpası), zıbarmak (tükenmek), bızdık ve bıdık (küçük), işmar (işaret), kaknem (sıçayım), cıcığı (posası) çıkmak, pot (kırık) kırmak, muhtemelen araklamak (hızlı gitmek) cağ kebabı (=şiş kebabı) Haç, Petek

ÇAPANOĞLU KELİMESİNİN KÖKENİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Çapanoğlular 18. ve 19. yüzyıllarda Yozgat’ta hüküm süren bir sülale. Osmanlı Devletinin adı var kendi yok olduğu bir devirde, Aydın’daki Karaosmanoğlu ile birlikte Anadolu’nun neredeyse yarısında Çapanoğlu’nun borusu ötermiş. Bir işin altından Çapanoğlu çıkması da o devrin hatırası olmalı.

ALİ CENGİZ KÖKENİ

100 GÜZEL KELİME_Ş.NİŞANYAN
Kırım’da üçyüz küsur yıl Osmanlı egemenliği altında hüküm süren han sülalesi Cengiz Han soyundan geldiği için Âl-i Cengiz diye anılır. Bu muhteremler 18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya’nın da dahil olduğu bir dizi karmakarışık siyasi entrikaya bulaşmışlardı da o yüzden Kırım elden gitmişti. Sanırım âl-i Cengiz oyunu deyimi o devirde piyasaya çıkmış olmalı.

Monday, September 12, 2016

ESENBOĞA KELİMESİ ANLAMI

HÜRRİYET_M.BARDAKÇI
31.12.2000
Esenboğa'nın gerçek adı, İsen Boğa'dır. Kendisi Çağatay Devleti'nin hükümdarı, Timur'un Ankara Savaşı'nda generalidir. Çubuk civarındaki savaşta fil müfrezelerinden sorumluydu.

Friday, August 12, 2016

AŞK KELİMESİ, EUROVİZYON'DA

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 48
Eurovizyon Şarkı yarışmasına katılma hakkı kazanan şarkılarda her 50 kelimeden biri Aşk'tır.

CENGİZ HANIN SOYU

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 45
Cengiz Han'ın 500'den fazla karısı vardı. Bugün Orta Asya'daki her 10 kişiden 1'i doğrudan onun soyundan gelir.

SATIN ALAN KADINLAR

HEPSİ GERÇEK_J.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 32
Satışa sunulan herşeyin %80'ini kadınlar satın alır.

Friday, July 29, 2016

STONEHENGE'IN DEVRİ

HEPSİ GERÇEK_H.LLOYD-J.MITCHINSON-J.HARKIN
SAYFA 232
Kilit milyoneri Cecil Chubb, 1915'te karısına Stonehenge'i aldı. Karısı beğenmeyince 1918'de ulusa armağan etti.

Saturday, June 11, 2016

ZAİDE OPERASI, MOZART

VİKİPEDİ
Zaide, KV344, Mozart'ın bestelediği ama sonunu bitiremediği opera eseridir. Bu eserin Mozart'ın aşık olduğu Zaide adlı Türk kızından ilham aldığını bildirirler. İlk baskısı, 1838'dir. Bu eserinin konusu Zaide adlı bir kadının korsanların eline köle olarak düşmüş sevgilisi Gomatz'i kaçırma uğraşlarını ele almaktadır. Zaide bir köle olan Gomatz'a aşık olur. Zaide'yi çok beğenen Sultan Suleyman bunu çok kıskanır ve bu aşka çok canı sıkılır. Zaide yakalandıktan sonra Gomatz ile birlikte bağımsız yaşamayı Sultan'ın yanında rahat ve lüks hayata tercih etmiştir. Mozart'ın bitirdiği son dörtlü parçaya göre Zaide ve Gomatz'a ya bir ağır ceza verilecektir ya da ikisi de idam edileceklerdir. Mozart'ın hazırladığı eser müsveddesi burada bitmektedir.

Thursday, May 26, 2016

MOBYDICK'İN HİKAYESİ

İKİNCİ CAHİLLİKLER KİTABI_J.LLOYD-J.MITCHINSON
SAYFA 294
1851'de Herman Melville'nin Mobydick balinasının esin kaynağı, Şili açıklarında Mocha adası etrafında görülen Mocha Dick adlı, üzerinde avcılarla girdiği zıpkın izleri taşıyan balinadır.  


Sunday, May 22, 2016

ARKADAŞ KELİMESİNİN KÖKENİ

tr.m.wikipedia.org/wiki/Arkadaşlık
Arkadaş, eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi "arka-taş" iken arkadaş şeklinde yerleşmiş , bugün de iletişim içinde olunan ve samimiyetine güvenilen kişilere verilen isimdir.

SU KAYNAĞI TEMİZLİĞİ TESPİTİ, OSMANLIDA

eksisozluk.com/entry/60575281
osmanlı zamanında hangi su kaynağının daha temiz olduğunu bulabilmek için eşit miktarda pamuk su kaynaklarına atılır ve bir süre sonra çıkartılıp kurutulurdu. kurutulduktan sonra pamuk parçaları tekrar tartılır ve daha hafif olan pamuğun çıktığı kuyu daha temiz olarak adledilirdi.

YANLIŞ BİLİNEN ATASÖZLERİ

eksisozluk.com/entry/45147830
1. "güzele bakmak sevaptır" değil, "güzel bakmak sevaptır" 
2. "azimle sıçan duvarı deler" değil, "azimli sıçan duvarı deler"
3. "göz var nizam var" değil, "göz var izan var." (izan: anlayış, anlama yeteneği. nizam: düzen, kural)
4. "eşek hoşaftan ne anlar" değil, "eşek hoş laftan ne anlar"
5. "aptala malum olurmuş" değil, "abdala malum olurmuş" (aptal: alık. abdal: derviş)
6. "kısa kes aydın havası olsun" değil, "kısa kes aydın abası olsun" (aba bir giysidir ve aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.)
7. "su uyur düşman uyumaz" değil, "sü uyur düşman uyumaz" (sü: asker)
8. "elinin körü" değil, "ölünün kûru" (kûr: mezar, gömüt)
9. "sıfırı tüketmek" değil, "zafiri tuketmek" (zafir: soluk)
10. "eni konu" değil, "önü sonu" 
11. "su küçüğün söz büyüğün" değil, "sus küçüğün söz büyüğün" 
12. "saatler olsun" değil, "sıhhatler olsun" (sıhhat: sağlık)

Sunday, May 15, 2016

ONE MORE CUP OF COFFEE ŞARKISININ HİKAYESİ

Onedio.com

Bob Dylan'ın karısı Sara'dan ayrıldığını ve yaşadığı ayrılıkların sonrasında yazdığı şarkılarda 'tek yanlı keskin eleştirilerde' bulunduğunu hatırlamakta fayda var. Bob, güzel bir hatunla gönül ilişkisine girmiştir ama, bakar ki dünyalar ayrı. Bu kız aslında kaba saba bir aileden gelmektedir. Bob Dylan'ın incelikli dünyasını, entelektüel derinliğini anlayabilecek duyarlılıktan yoksundur.

KOL DÜĞMELERİ ŞARKISININ HİKAYESİ

onedio.com
18/12/2014
Abisi Savaş Manço'nun anlattığına göre, Barış Manço'nun 1962'de Kızıltopraklı bir nişanlısı vardır, Belçika'ya eğitim için gidip göndüğünde kızla ayrılırlar.

OLANLAR OLMUŞ ŞARKISININ HİKAYESİ

Onedio.com
18/12/2014
İlhan İrem, askerden döndüğünde, sevgilisi en yakın arkadaşıyla nişanlanmış olduğunu görür.

CEVİZ AĞACI ŞİİRİNİN HİKAYESİ

Nazım'ın, kaçak yaşadığı zamanlardan birinde bir ahbabı ile haber gönderiyor sevdiceğine "Gülhane Parkı'ndaki ceviz ağacının altında" buluşmak için. Nazım gidiyor buluşma noktası olan ceviz ağacının altına ve beklerken uzaktan görüyor polislerin geldiğini, tırmanıyor o ceviz ağacına. Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı'nın bahçesidir bir nevi, bütün bir boğaza hakim. Ceviz ağacının tepesinde nazım bir manzaraya bakıyor, bir aşağıdaki cümbüşe. Polisler geliyorlar, aranıyorlar ama bulamıyorlar. sevdiceği geliyor, ağlıyor ama bilmiyor nazım hemen başının üzerinde.

AH BİR ATAŞ VER VE DUMLUPINAR DENİZALTISI

onedio.com
18/12/2014
Çanakkale Boğazı açıkları 4 Nisan 1953, Saat 02:15. Seferden dönen Dumlupınar denizaltısı İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile çarpıştı. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için  uyarılar yapıldı. Ancak umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının Öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi...

KIYAMAM SANA ŞARKISININ HİKAYESİ

Onedio.com
18/12/2014
Kızından gizli fahişelik yapan bir kadının bir gece kızını sessizce terk edişini anlatırmış bu şarkı. Kızına bıraktığı mektubun sözlerinden alınmış şarkı sözleri.

MİSKET TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ

onedio.com
18/12/2014
Misket, ufak bir elma türü. Huriye, Ganizadeler'in kızın adı, Ankara'nın sayılı efelerinden Osman Efe'nin yolunu gözlemek için ağaca tırmandığı için, Osman Efenin Huriye'ye taktığı ad Misket. Osman Efe genç, yakışıklı, burma bıyıklı. Yörenin ünlü ağası Kır Ağa, Huriye'yi çeşme başında görür ve ister. Babası vermek ister, annesi ağzını arar, Huriye ölsem Ağa'ya varmam der. Osman'a haberi verir. Karşılıklı abartarak haberler yayılır, belirlenen bir yerde karşılaşırlar. Dövüşürler ama bir anda Kır Ağa durur, benimle böyle boy ölçüşen yiğide kıyamam vur bıçağı der. Misket senin olsun. Osman Efe de bıçağı atar ve Ağanın eline sarılır. Misket, elma ağacında sonucu bekler. Önde Kır Ağayı görür, Osmanı bir an göremez, gözleriri kararır, tepe üstü düşer ve cansız yere yığılır.

ZAHİDEM TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ

onedio.com
18/12/2014
Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı doğumludur. Kimsesiz Arap Mustafa, Zahide'ye aşık olur ama gönlünü açamaz. 20'sinde askere giden Mustafa, Zahide'nin başka biriyle evlendirildiğini duyunca türküyü yazar. Zahide de kendine sevdalı Mustafa'dan etkilenir ve o da şiir yazar.

MAKBER ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
Abdülhak Hamit'in eşinin ölümü ardından mersiye tarzında şiirdir. Verem olan eşi Fatma Hanım, görevi nedeniyle bulunduğu Bombaydan İstanbul'a yetişemeden, Beyrut'ta ölür. Altı ay, karanlık bir bodrum katında matem tutar. Altı ay sonra, Gülhane Parkında ahaliye şiiri okur.

OLMAZ İLAÇ SİNE-İ SAD PAREME ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
Hacı Arıf Bey, Abdülmecit zamanında saraydaki cariyelere müzik dersi vermektedir. Cariyelerden, Zülf-i Nigar isimli çerkez cariyeye aşık olur. Dedikoduların ayyuka çıkması üzerine padişahın fermanıyla evlenirler. Çocuklarının doğumundan sonra verem olan karısının acısına bu şarkıyı besteler.

KÖRFEZDEKİ DALGIN SUYA ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesi ressam Celile Hanım'la büyük aşk yaşamış, ancak hem Nazım'ın karşı çıkması, hem de şairin evlenmek istenmemesi nedeniyle Celile Hanım, Avrupa'ya gider. Bestesi Osman Nihat Akın'a ait dizeleri şair bu hasretle yazar.

HUYSUZ VE TATLI KADIN ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
İstanbul Kuşdili çayırında, Hafız Burhan konserinde Selahattin Pınar ve Afife Jale tanışırlar, ikisi de 25 yaşındadır. Çok sever ve evlenirler. Tedavi için morfine alışan Afife'den, kendisi ısrarı ile ayrılırlar. İkisi için de kötü günler başlar, Afife 39 yaşında yoksul ve kimsesiz hayata veda eder, Selahattin acı içinde yaşayacaktır.

BEN GAMLI HAZAN ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
Şarkının bestecisi Melahat Pars, söz yazarı Sıtkı Angınbaş'tan musiki dersleri almaktadır. Melahat Hanım, gönlünü kaptırmaya başlayınca, Sıtkı Bey bu aşkın imkansızlığını yazdığı sözlerle dile getirir.

Saturday, May 14, 2016

ADA SAHİLLERİNDE BEKLİYORUM ŞARKISININ HİKAYESİ

listelist.com
15/02/2014
Şadiye, zengin bir ailenin kızıdır. Suat fakir bir genç. Kader, bir yaz Ada'da buluşturur ve aşık olurlar. Babası, kızını Suat Bey'e vermek istemez, kışın Şadiye ailesiyle Ada'dan ayrılır. Mektuplarla haberleşmeye devam ederler. Suat özleme dayanamaz ve kendini denize atar, ertesi gün Şadiye'nin mektubu gelir "Beni ailemden isteyebilirsin, babamı ikna ettim"

EARLY GREY İSMİ KÖKENİ

TRAVELLER
NİSAN 2016 SAYFA 80
Earl Grey, 1830'larda İngiltere Başbakanı II.Earl Grey tarafından, çaya belirgin bir bergamut kokusu eklenmesiyle elde edilen harman.

Tuesday, April 7, 2015

TOST KELİMESİNİN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 77
Bilimsel olarak kömürün sıvının asidini azalttığı ve kömürleştirilmiş bir parça ekmeğin düşük kaliteli, ekşi bir şarabı tatlı ve içilebilir hâle getirdiği kanıtlanmıştır. Romalılar da bunu kendileri keşfetmiş olabilirler. Tost ya da İngilizce “toast” kelimesi “kavrulmuş”, “kızarmış” anlamındaki Latince tostus kelimesinden gelmektedir. Yunanlılar arkadaşlarının sağlığına içerdi; Romalılar içkiyi kızarmış ekmekle (toast) tatlandırırdı ve zamanla içkinin kendisi İngilizce’de bir “toast” haline geldi.

Sunday, April 5, 2015

ÇATAL, KAŞIK, BIÇAK KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA  65
 Çatal, 11.yüzyılda Toscana'da, kaşık 20000 yıl önce Asya'da, bıçak 1.5 milyon yıl önce afrika'da ortaya çıkmıştır. Çatal 18.yy'da Fransız devriminde statü sembolü olup, elle yemenin kabalık sayılması ile yaygınlaştı. Kaşık, yontma taş devrinden beri kullanılmaktadır. Bu üçü neredeyse son iki yüz yıldan önce biraraya gelmemişti.

NOEL BABA, SANTA CLAUS'UN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 60
Gerçek Noel Baba, Aziz Nikolas Türkiye’nin güneydoğu kesimindeki eski Likya’da dördüncü yüzyılda doğmuştur. Nikolas Anadolu’da yer alan Demre’nin başpiskoposu olarak görevlendirildi. Kostantin İznik’te ilk Kilise Konseyi’ni topladığında Nikolas da aralarında seçkin bir üye olarak yer aldı. Nikolas’ın 6 Aralık 342’de öldüğüne inanılmaktadır. Sonradan Rusya, Yunanistan ve Sicilya’nın koruyucu azizi olarak benimsenmiştir. Cömertliği bir efsaneydi ve özellikle çocuklara çok düşkündü. Ayrıca Noel arifesinde değil Hıristiyan Ziyafet günü olan 6 Aralık’ta gelirdi. Şöminenin yanına bıraktığı elmalar, yemişler, şekerler, tahtadan ve kilden heykelcikler gibi hediyeler bırakırdı. 

Hollandalılar Aziz Nikolas geleneğini muhafaza etti. “Denizcilerin koruyucusu” kabul edilen Aziz Nikolas Amerika’ya gelen ilk Hollanda gemisinin pruvasını süslüyordu. New York şehrinde inşa edilen ilk kiliseye de onun adı verildi. On altıncı yüzyıl Hollanda’sında çocuklar Aziz Nikolas’ın geleceği gece şöminenin yanına tahtadan ayakkabılar bırakırlardı. Ayakkabıların içi azizin hediyelerle yüklenmiş eşeği için samanla doldurulurdu. Karşılığında Nikolas her ayakkabının içine küçük bir hediye bırakırdı. Hollandalılar Aziz Nikolas’ı “Sint Nikolas” diye telaffuz ederlerdi; bu da Yeni Dünya’da “Sinterklass”a dönüştü. Sinterklass da Santa Klaus olarak İngilizleştirildi.
 
Aziz Nikolas ince uzun ve zarif bir piskopostu; Kırmızı yanaklı, tombul Santa on dokuzuncu yüzyılda etkili bir karikatürist olan Thomas Nast’a atfedilir.1863’ten 1886’ya kadar bir dergide basılan bu çizimler Santa’da kademe kademe evrimini gözler önüne sermekteydi. Nast’in karikatürleri aynı zamanda Santa’nın bütün bir yılını oyuncaklar yaparak, çocukların davranışlarını kontrol ederek, özel hediye ricalarını okuyarak nasıl geçirdiğini de göstermekteydi.


Friday, April 3, 2015

NOEL'İN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 56
İsa’nın doğumunu 25 Aralık’ta kutlama dördüncü yüzyılın başlarında Hıristiyanlığın varlığını tehdit eden rakip bir dinin 25 Aralık’taki şenliklerini gölgelemek istemeleriyle ortaya atıldı. İsa’nın doğumundan sonraki iki asır boyunca doğum günlerinin bir kıymeti yoktu; önemli olan ölüm günleriydi. Pagan Romalılar 25 Aralık’ta Güneş Tanrısı Mithras’ın Doğum Günü”nü kutlamaktaydı. Hıristiyanlığa geçenlere bir bayram sunmak amacıyla Kilise resmen İsa’nın Doğumu’nu tanıdı. Ve güneşe tapanların festivaliyle başa baş bir mücadele adına Kilise İsa’nın doğumunu 25 Aralık’a yerleştirdi, yani Mesih’in Ayini.

CADILAR BAYRAMI KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 54
ilk olarak MÖ 5. yüzyılda İrlanda’daki eski Keltler tarafından kutlanmaktaydı. O zamanlar Kelt aileler kasıtlı olarak evlerindeki ateşleri söndürürlerdi ki evleri bedensiz ruhlar için soğuk ve itici hale gelsin. Önceki yıl ölmüşlerin, huzur içinde öbür dünyaya geçmeden önce 12 ay boyunca içinde yaşayacakları bir insan ya da hayvan bedenini seçmek için 31 Ekim’de bir araya geldiklerine inanırdı. Başıboş ruhları korkutma amacıyla aile fertleri şeytan, gulyabani ve cadı kıyafetleri giyerdi. Sırayla, olabildiğince gürültülü bir şekilde ateşsiz eve girip çıkarlardı. En sonunda da sokaklardan ta köyün dışındaki şenlik ateşine kadar bağırıp çağırırlardı.

Friday, February 20, 2015

ANNELER GÜNÜ KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 50
Anna Jarvis Grafton, 9 Mayıs’ta annesinin ölümünden sonra, mayıs ayının ikinci pazar gününde bir grup arkadaşını Philadelphia’daki evine davet etti. Her yıl düzenlenecek ulusal bir kutlamanın Anneler Günü olarak adlandırılması fikri herkesten destek gördü. 1908 baharında Bayan Jarvis annesinin ders Okulun başpapazına mektup yazdı, kutlama için. 10 Mayıs 1908’de Grafton, Batı Virginia’da 407 çocuk ve annenin katılımıyla ilk Anneler Günü kutlandı. Anna Jarvis, Meclis üyeleriyle, valilerle, belediye başkanlarıyla, gazete editörleriyle, bakanlarla ve iş dünyasının liderleriyle kısacası ülke çapında kendisini dinleyecek önemli insan olarak kim varsa onunla iletişim kurdu. Nihayet Senato yasayı onayladı ve 8 Mayıs 1914’te Başkan Wilson mayıs ayının ikinci pazar gününü Anneler Günü olarak tayin eden beyannameyi imzaladı.

1 NİSAN ŞAKASININ KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 49
Fransa'da yeni yıl 25 Mart’ta kutlanırdı. Hediye alıp vermeyi de içeren kutlamalar bir hafta sürer,1 Nisan’da düzenlenen yemekler ve partilerle sona ererdi. 1564’te Kral Şarl yeni yılın 1 Ocak’a çekildiğini duyurdu. Bu değişikliğe karşı olan veya böyle bir şey olduğunu unutan Fransızlar 1 Nisan’a kadar süren bir haftalık partilere ve hediye alışverişlerine devam etti. Diğer yandan şakacılar aptalca hediyeler ile muhafazakârların eski yeni yıl tarihine böylesine bağlı olmalarıyla dalga geçmeye başladılar.

Thursday, February 12, 2015

SEVGİLİLER GÜNÜNÜN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 46
MÖ 4. yüzyılda Romalılar Tanrı Lupercus adına yıllık törenler düzenlerdi. Ergen kızların isimleri bir kutuya atılır ve sonra rastgele ergen erkeklerce seçilirdi; böylelikle bir erkeğe ortak eğlence ve zevk için bir kadın eş tayin edilmiş olurdu. Bir yıl sonra ise bu başka bir piyango düzenlenirdi. Eski kilise liderleri bu sekiz yüzyıllık geleneğe bir son vermeye kararlıydılar; bu vesileyle ilah Lupercus’un yerine geçecek bir “sevgililer”in azizi aramaya koyuldular. İki yüzyıl önce şehit edilmiş piskopos Valentine. 
 
MS 270’te Roma’da Valentine evliliğe yasak koyan deli imparator 2. Cladius’u çok kızdırmıştı. Valentine genç âşıklardan gizlice kendisine gelmelerini isterdi ve onları kutsal evlilik bağıyla birleştirirdi. Claudius böyle bir “sevgilerin dostu” olduğunu öğrendi ve piskoposu sarayına getirtti. Şubat 270’te Valentine Hristiyanlığı reddetmeyince, sopalarla dövüldü, taşlandı ve sonrasında da başı vuruldu.

MS 496’da Papa Gelasius şubat ortasındaki Lupercus Festivali’ni yasakladı. Bir zamanlar içinde uygun ve istekli bekâr kadınların isimleri olan kutunun içine bu sefer azizlerin isimleri yerleştirildi. Kadın ve erkekler küçük kâğıt parçalarından çekerlerdi ve takip eden yılda seçtikleri azizin hayatını örnek almaları beklenirdi.

Saturday, February 7, 2015

AMİN'İN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 41
Kelime MÖ 2500 civarında Mısır’da ortaya çıktı. Mısırlılar için Amun “saklı olan” anlamına gelmekteydi ve aynı zamanda bir zamanlar Ortadoğu boyunca tapılan en yüce tanrıların ismiydi. Mısırlılar da tanrılarına “Amun aşkına!” diye seslenirlerdi. Kelimeyi benimseyip ona yeni bir anlam katan sonra da onu bu şekilde Hıristiyanlara aktaran İbranilerdi.

TESBİHİN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 39
Eski dinlerin çoğunda duanın sık tekrarının etkisini arttırdığına inanılıyordu. Tespih de mükemmel bir hafıza yardımı işlevi görür. Tespihe Sanskritçede “hatırlatıcı”, Avrupa dillerinde de “hesap” (calculi) ve “adedi” (numeralia) gibi göndermeler yapılırdı.

SİYAHIN CENAZE RENGİ OLMASININ KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 38
Antropolojik bulgular, ruhlardan sakınmak adına cenazelerde vücutlarını siyaha boyadıklarına işaret etmektedir. Antropologlar siyah vücut boyasından yola çıkarak çoğu toplumda ölenin yakın akrabalarınca koruyucu bir kamuflaj olarak haftalarca ve aylarca giyilen siyah cenaze kıyafetine vardılar. Yas tutan kişinin yüzünü örten tül de bu korkudan ortaya çıktı. Akdeniz ülkelerinde bir dul bütün bir yıl boyunca kocasının gizliden gizliye dolaşan ruhundan saklanmak için yüzünü tülle örtüp siyahlara bürünürdü. 

ESNERKEN AĞIZ KAPAMA

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 22
Esneme esnasında ruhun ve de hayatın vücuttan ayrılabileceği korkusundan kaynaklanmaktaydı. Ağza kapatılan bir el ise hayat gücünün içerde tutulmasına yarıyordu.

MERDİVENİN UĞURSUZLUĞU VE FİCO İŞARETİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 19
Merdiven altından yürümek uğursuzluktu, çünkü İsa’nın çarmığına bir merdiven dayanmıştı bu da merdivenin alçaklık, ihanet ve de ölüm sembolü olması için yeterliydi. 1600’lerin İngiltere ve Fransa’sında suçlular merdivenin altından geçmeye zorlanırlardı.

Kazara merdiven altından geçen kişi için tavsiye edilen Roma panzehiri fico işaretiydi. Bu uğursuzluğu etkisiz kılan hareket eli yumruk yapıp başparmağı işaret ve orta parmak arasından dışarı çıkararak yapılıyordu. O esnada yumruk merdivene doğru savrulurdu.

YAZI TURANIN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 16
Eski zamanlarda insanlar, hayatla ilgili büyük kararları tanrıların alması gerektiğine inanırlardı. Bu suretle tanrıları, önemli sorularına kesin bir dille “evet” veya “hayır” şeklinde cevap vermeleri yönünde teşvik etmek için bir sürü akıllıca kehanet yöntemi icat ettiler. İdeal bir şekilde evet/hayır cevaplarına uygun olan sikkeler ilk Lidyalılarca basılmalarına rağmen önceleri karar almada kullanılmıyorlardı.
Roma sikkesinin bir tarafında Sezar’ın kafası vardı, böylece bu taraf yani tura -özellikle de Sezar’ın kafası- bir tartışmanın kazananını veyahut da tanrılardan gelen olumlu yönde bir cevabı gösteriyordu. Üste gelen Sezar’ın kafası o esnada orada olmayan imparatorun, belli bir kararı onayladığı, alternatifine ise karşı olduğu anlamına geliyordu.

13 RAKAMININ UĞURSUZLUĞUNUN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 13
Bu kavram Hıristiyanlık öncesi İskandinav mitolojisine kadar uzanıyor. Valhalla’da on iki tanrının davetli olduğu bir ziyafet vardır. Kötülük ve kavga tanrısı olan Loki buraya davetsiz geldiğinden sayıyı on üçe çıkarmış olur. Loki’yi ziyafetten defetmek adına başlayan mücadelede ise en sevilen tanrı olan Balder öldürülür. Bu inancın pekişmesi halkbilimcilerce tarihin en meşhur yemeğiyle dayandırılıyor. İsa ve havarileri toplam on üç kişi ediyordu ve de yirmi dört saatten bile az bir süre içerisinde İsa çarmıha gerildi. Mitoloji uzmanları İskandinav efsanesini Hıristiyan yemeğinin öncüsü olarak görüyor; hain Yahuda ile kötülük, kavga tanrısı Loki, öldürülen Tanrı Balder ile çarmığa gerilen İsa arasında paralelliklerin altını çiziyor.

AYNA KIRILMASI UĞURSUZLUĞU KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 12
Daha MÖ 6. yüzyıl gelmeden Yunanlılar kehanetlerde bulunmak için “catoptromancy” denilen ayna falına bakmaya başlamıştı. Bunun için de suyla doldurulmuş sığ, cam veya toprak kaplar kullanıyorlardı. Romalılarda da cam su kabının görüntüsünü yansıttığı kişinin geleceğini gösterdiğine inanılırdı. İşaretler “ayna kâhini”nce okunurdu. Eğer aynalardan biri kayıp kırılırsa kâhinin hemen yorumu ya kabı tutan kişinin geleceğinin olmadığı yani yakında öleceği ya da onu gelecekte çok kötü olayların beklediği yönündeydi.

Friday, February 6, 2015

HAPŞIRMADAN SONRA ÇOK YAŞANIN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 11
Romalılar, normalde sağlıklı olan bir kişinin hapşırmasının, vücudunun, son hastalıklardan kalma kötü ruhları kovma girişimi olduğu görüşünü savundu. O yüzden hapşırığı tutmak hastalığın vücutta barınmasını devam ettirecek; zayıflığa ve ölüme davetiye çıkaracaktı. Sonuç olarak Roma İmparatorluğu’nu bir hapşırma modası sarmış; hapşırık sonrası söylenmek üzere bir dolu yeni dua türemiş oldu.

Hıristiyan tabiri “Tanrı seni korusun (veya kutsasın)” ise farklı bir kökenden gelir. Bu, 6. yüzyılda Papa Büyük Gregori hükümranlığında, bir papalık emriyle başladı. Belirtisi şiddetli, kronik bir hapşırma olan bulaşıcı bir salgın İtalya’yı baştanbaşa kasıp kavuruyordu. Salgın o kadar öldürücüydü ki insanlar hastalığın belirtilerini gösterir göstermez ölüyorlardı. Böylelikle hapşırık kaçınılmaz ölümle eşdeğer hale geldi. Papa Gregori gündelik söylenen “Sağlığın iyi olsun inşallah” gibi deyişlerin daha acil ve yerinde olan “Tanrı seni korusun” duasıyla değiştirilmesini emretti.

DÖRT YAPRAKLI YONCA UĞURUNUN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 9
Dört yapraklı yoncanın nadir olması onu güneşe tapan eski İngiliz Druid rahiplerince kutsal kıldı. Dört yapraklı yoncaya sahip kişinin etrafı çevreleyen şeytanları görebilir hale geldiğine ve sihirli sözcükler aracılığıyla bunların uğursuz etkilerini önleyebileceğine inanırlardı.

TAHTAYA VURMANIN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 8
MÖ 2000 civarında Kuzey Amerika yerlileri ve daha sonra da Yunanlılar arasında, birbirlerinden habersizce türemiştir. Her iki kültür de meşe ağacına sıklıkla yıldırım düştüğünü gözlemlediklerinden bunun gökyüzü (Kızılderililer) ve yıldırım (eski Yunanlılar) tanrısının evi olduğuna farz ederdi. Kuzey Amerika Yerlileri bu batıl inancı bir adım daha ileri götürdü. Gelecekteki bir başarı, savaş zaferi veya bereketli bir hasat hakkında önceden övünmenin kötü şans olduğuna ve bu olayların hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini hemen hemen garantilediğine inanırlardı. Kasıtlı veya kazara yapılan bir övünme yüzünden başa gelecek bu uğursuz ceza, meşe ağacının zeminine vurularak etkisiz kılınabilirdi. Böylelikle kişi gökyüzü tanrısıyla iletişim kurmuş ve ondan af dilemiş oluyordu.

LADESİN KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 7
Gizlice dilekler tutan iki kişi kuşun kurutulmuş, V şeklindeki kemiğin büyük parçayı çeken kişinin dileği kabul olur. Bu gelenek en azından 2.400 yaşında ve kökeni Etrüsklere dayanıyor. Etrüskler tavuk ve horozun kâhin olduklarına inanırdı. Bir kehanet yöntemi olan “tavuk kehaneti” en zor problemlere cevap bulmak için kullanılırdı. Yere Etrüsk alfabesini temsil eden yaklaşık yirmi parçaya bölünmüş bir çember çizilirdi. Her parçaya tahıl taneleri konur, çemberin ortasına da kutsal bir tavuk oturtulurdu. Tavuğun tahılı gagalaması bir dizi harfi ardı ardına üretirdi, bunu da bir başrahip belirli soruların cevaplarını bulmada kullanırdı. Kutsal bir kuş öldürüldüğünde kuşun köprücük kemiği kuruması için güneşe bırakılırdı. Kâhin kuşun gücünden yararlanmak isteyen bir Etrüsk, sadece kemiği yerden alıp kırmamaya dikkat ederek okşamalıydı; böylelikle bir dilekte bulunabilirdi.

AT NALI İNANCININ KÖKENİ

SIRADAN ŞEYLERİN SIRA DIŞI KÖKENLERİ_C.PANATİ
SAYFA 5
959’da Canterbury’nin başpiskoposu olacak olan demirci Dunstan’ın yanına günün birinde bir adam geldi ve Dunstan’dan, şüphe uyandıracak bir biçimde ayrık ayaklarına at nallarını takmasını istedi. Dunstan hemen müşterisinin Şeytan olduğunu anladı. Adama, bu isteğini yerine getirebilmek için kendisini duvara zincirlemesinin gerektiğini izah etti. Aziz kasıtlı olarak işini öyle acı verecek şekilde yaptı ki zincirle bağlı olan şeytan hiç durmadan ondan merhamet diledi. Dunstan ise bundan böyle kapısının üstünde at nalı asılı olan hiçbir eve girmeyeceğine dair yemin edene kadar onu serbest bırakmayı reddetti. 

Onuncu yüzyılda bu öykünün ortaya çıkmasından itibaren Hıristiyanlar at nalına, onu kapı üzerine ve daha sonra hem tılsım, hem de tokmak olarak iki işe yaradığı kapının ortasına asarak hürmet ettiler. Ayrıca bir zamanlar Hıristiyanlar Mayıs’ın 19’unu Aziz Dunstan’ın ziyafet günü olarak at nalı oyunlarıyla kutluyorlardı.

Tuesday, January 20, 2015

KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI TARİHİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE_M.BALBAY
SAYFA 16
Hun İmparatoru Mete, etrafındaki bütün boyları birleştirerek kurduğu orduyu 10,100,1000'lik gruplara ayıran ilk komutan olarak tarihe geçer. MÖ 209 yılı da KKK'nın kuruluş tarihi olarak kabul edilir.

Tuesday, December 30, 2014

DANİSKASI KELİMESİNİN KÖKENİ

EKSISOZLUK.COM
29.12.2014
1800'lü yıllarda İstanbul'da Danimarkalı hayat kadınları revaçtaymış. Bu işlerle ilgilenen erkekler de, kadın değil, daniskası gibi cümlelerle, kelime doğmuş.

Monday, December 29, 2014

ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN

BEYİN OYUNLARI_T.DEMİRDELEN
BÖLÜM 3
1947'de 2.Dünya Savaşı sonrası Marshall planı uyarınca, Türkiye'nin dahil olduğu 16 ülkeye yardım yapılır, ana şart Türkiye'nin ABD'den mısır almasıdır. 1954'de, bir yunan şarkısına 'zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman' sözler yazılarak, zeytinyağı tüketimi kanser de yaptığı haberleri verilir. İlk margarin fabrikaları kurulur ve zeytin ağaçlarının %75'i kesilir.

Saturday, October 18, 2014

ŞEMSİYE KELİMESİNİN KÖKENİ

eksisozluk.com
şemsiye aslen güneşten kullanılmak için kullanılır, şems arapça güneş demektir.

WOMAN KELİMESİNİN KÖKENİ

Eksisozluk.com
İngilizcede woman kelimesi, wife of man kelime kalıbından gelmektedir.

Saturday, September 27, 2014

VINO KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 318
MÖ3000 yıllarında Hititler, şarabın ilk üretildiği uygarlık. Hitit lisanında şaraba Vino dendiği be Latin lisanlarında bu kökenden aldığını görüyoruz.

TÜL, TÜLBENT, TULIPAN KELİMELERİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 306
Orta fransa'da küçük Tulle(okunuşu tül) kentinde saydam dokunan tüller ilk defa dokunmuştu. Osmanlı'da farsça bend, bağlamak anlamında bu kelieyle birleşerek tülbent türetilmişti. Sarık, diğer dillere turnate, turbant, turban olarak girdi. Avusturya'nın Osmanlı elçisi tarafından tanıtılan lale, Hollanda'da gelişti. Osmanlı sarıklarına benzediği için de Tulipan adını verdiler. 

TİP KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 304
Bahşiş kelimeis yerine kullanılan tip, 17.yy'da restoranlarda kullanılan kutunun üzerinde yazar. "To Ensure Promotness", "Hızlı servis için" diye hemen servis isteyenler bu kutuya para koyarlardı. 

TEMCİT PİLAVI KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 300
Elazığ'da Ramazan geceleri, müezzinler herkesi sahura kaldırmadan önce, gençler minareye çıkıp kısık sesle temcit okumaya başlarlar. Amaç, uyumakta olan kadınları kaldırıp, erkeklerden önce pilav tenceresini ocağa koymaları için. Sahurdan önceki pilava temcit pilavı adı veriliyor.

NALBANT SOYADI FARKLI DİLLERDE

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 277
Nalbat veya demirci ataları olanların soyadları tüm dillerde yaygın kullanılır. İngilizce Smith, Rusya'da Kuznetsov, Fransa'da LaFarge, İtalya'da Ferrari.

ROBOT KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 258
Robot kelimesini ilk olarak, Çekoslovak yazar Karel Çapek, RUR adlı oyununda geçer. Mekanik canavarlar insanlığa egemen oluyorlardı. Bu kelimeyi de Slavca iş anlamındaki robota'dan türetmişti.

PROFİTEROL KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 249
Türkiye'ye 15 yaşında gelen bir Arnavut göçmeni Luca Zgonidis pastacılık yapar ve bu tatlı da adı da onun uydurmasıdır.

PALAVRA ATMAK KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 230
Kalyonların dört temel katından biridir palavra, ambarlarındaki toplar ağır ve hantaldır. Yakın döğüşlerde ve taktik savaşlarında palavra topları kullanılır. Hafiftirler, hafif gülleler atarlar, yağlı olduklarından küçük gemilere düştüklerinde yangın çıkarırlar. Bir de çok şiddetli ses çıkarırlar ve paniğe yol açarlar.

PABUCU DAMA ATILMAK

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 229
Eski lonca teşkilatı kurallarına göre, esnafın yaptığı pabuç çabuk delinirse, geri götürülür ve esnaf bunu dükkanın üzerine asmak zorundadır. Bu delik pabucu görenler de o dükkana girmiyor elbette.

NARGİLE KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 214
Nargile, hindistan cevizinin farsçası Narcil'den gelir, ilk defa Hindistan da yapılmıştır. Tütünden yüzyıllar önce bu ilkel nargilenin bir diğer adı da cur'a'dır.

MÜZE VE MÜZİK KELİMELERİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 210
Eski Yunana göre, sanatçıları dokuz Musa(esin perielri) korur. Museum da Musa evi demektir. Arapça Musiki, yunanca musike, Musaların sanatı demektir.

MERCEDES

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 198
Mercedes, Emil Jellinek adlı bir Avusturyalı'nın kızıdır. 1900 yılında sahip olduğu üç yarış otomobiline de Mercedes diyordu. Daimler'e kendisine özel bir araba sipariş etti ve ona da kızının adını verdi. 1926'la Daimler ve Benz birleşti ve araç, kızın adıyla üretilmeye devam etti.

MATRAK KELİMESİNİN KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 194
Matrak, şişe şeklinde sert tahtadan yapılma bir lobut, ucu sivri. Denizcilikte halatların arasına iplikleri geçirmek için kullanılır. Matrağı geçirmektir bu işlemin adı.

MAGIC KELİMESİ KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 190
İslam öncesi İran'da magi adı verilen din adamları siyasette çok etkiliydi. İngilizce büyü-magic burdan gelmektedir.

EVLİLİK

CYNIC'S DICTIONARY
Evlilik, erkeklerin 30 yaşına kadar kadınları soymak, daha sonra giydirmek için para harcamalarıdır.

Friday, September 26, 2014

KIRO

HER SÖZCÜĞÜN BİR ÖYKÜSÜ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 156
Kıro, kürtçedir ve oğul/evlat anlamlarına gelir.

OFLU YUNUS

MİLLİYET
02.09.2009
Hira dağında bir Türk Oflu Yunus yazdı.

NOEL BABA VE KEŞAN MÜFTÜSÜ

MİLLİYET
28.12.2011
Keşan müftüsü Süleyman Yeniçeri'den adamlık dersi, "Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi. Biz de kapıdan giriliyor. Kuran-ı Kerim'de; 'Evlere kapıdan girin' diyor. Neden bacadan giriyor ki?"

Wednesday, September 24, 2014

KAYMAKAM

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 153
Valinin yetkilerini onun adına kullanan anlamında, Kaim-i Makam'dır aslı.

KAVAT

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 152
528'den itibaren İran Hükümdarlarının adıdır. Zerdüşt dini rahipleri, çok katı idi. Mazdak adlı bir aydın reform yaparak, dini insancıl, özgürlükçü yaptı. Kadınlar da erkek ile eşit sayılıyordu. Kavad sülalesi bu inancı destekledi. İran'daki İslam şeriatı, bu eşitliğe savaş açtı ve Kavad'ları ahlaksızlık örneği olarak gösterdi, bu da anadoluya geçti.

KAMİKAZE

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 146
Kamikaze, ilahi rüzgar demektir. Çin-Moğol imparatoru Kubilay Han, japonyayı işgal için büyük bir donanma gönderir, patlayan fırtınada donanma perişan olur. Bu fırtınaya, Japonlar kamikaze adını verirler.

Saturday, September 20, 2014

BOYNUZLU TANIMLAMASI KÖKENİ

HER SÖZCÜĞÜN BİR HİKAYESİ VAR_Ö.ŞENYAPILI
SAYFA 48
Savaşa giden Avrupalı şövalyeler, eşlerine bekaret kemeri takar ve kilit yerini balmumuyla mühürlerlermiş. Aşıklardan biri, mührün yerine kendi aile armasındaki mührü vurur. Kocası da kontrol edip komşu lordun çift boynuzlu armasını görür. 

Wednesday, August 27, 2014

KİŞİ NE ZAMAN ÖLÜR

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 321
Julies romains der ki, "Kişi ölünce hemen kaybolmaz. Adı bir süre daha dolaşır ortalıkta. Ve bir an gelir, o ad spn kez söylenir. Ondan sonra artık hiç kimse, o adı anmaz olur. Kişi o zaman gerçekten ölmüştür.

SARI ÖKÜZ

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 307
Öküz sürüsü yaşarmış ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları.
Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. 
Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına. "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz. Bunların hepsi sarı öküzün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!"
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü.
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara. Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki! Bütün sürünün selameti için bir öküz. Gerekliymiş bu.
Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra."Acıktık !" demişler
Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam !" diye girmiş söze:
"Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var!.."
"Nedir?" demiş boz öküz merakla.
"Şu sizin uzun kuyruklu öküz" demiş topal aslan ve devam etmiş:
"Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün."
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan. Hepsi de "Verelim gitsin" demişler...
İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden.
Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler.
Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler.
Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış. "Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece.
Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona.
"Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze. "Biz" demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!."

METİN OKTAY VE MÜTEVAZİLİK

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 290
Galatasaray santroforu 1960 Fenerbahçe derbisinde 4 kez Fenerbahçe ağlarını havalandırır, maçtan sonra omuzlardaki kral, yumuşak bir sesle etrafına şöyle der, "Arkadaşlar, Allah beni şaşırtmasın, eğer şımarırsam ne olur beni ikaz edin"

Tuesday, August 26, 2014

RESNELİ NİYAZİ VE GEYİK MUHABBET

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 275
1897 Türk Yunan savaşında Abdülhamit rejimine karşı dağa çıkan Resneli Niyazi dağda bir geyik besler. Bu geyik tüm fotoğraflarda yer alır. Bu geyiğin kutsallığı, kahramanlığı, Allah'ın gönderdiği yardımcı olduğu rivayetleri tüm sohbetlerde geçtiğinden, geyik muhabbeti tabiri o zamandan kalmıştır.

BALIKÇI VE ZENGİNLİK

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 262
Amerikalı zengin işadamı, küçük kıyı kasabasında, Meksikalı bir balıkçı görür, az balık tutan balıkçıya sorar, "neden daha fazla tutmadınız?" 
Balıkçı, "ailemin ihtiyaçları için yeterli". 
"Geri kalan zamanda ne yapıyorsun?"
"Çocuklarımla ilgileniyorum, karımla siesta yaparım, akşamları arkadaşlarla sohbet eder, bir kadeh şarap içeriz"
"Ben sana akıl vereyim, daha balık tut, daha büyük teknen olsun, sonra daha çok balıkla filo kur, balık çok burda, sonra konserve fabrikası kut. Zengin olup ailenle şehre taşınırsın."
"Ne kadar sürecek bu zenginlik işi"
"15-20 yıl. Sonra da karınla istediğin kadar siesta yapıp, keyif sürersin.
"Beyim ben şimdi zaten onu yapıyorum ya"

KADINLARIN ELİNİN ÖPÜLMESİ

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 255
Bir davette, elini öpen Bernatd Shaw'a sormuş, erkeklerle neden kadınların elini öper bakalım? Shaw'ın cevabı, Hanımefendi, tabi ki önce bir yerden başlamak lazım.

ATEŞ PAHASI

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 201
Padişah 4.Mehmet, ava çıkar, şiddetli tipi de bir oduncu kulübesi görürler ve içeriye atarlar kendilerini. oduncu misafirlerini ısıtmak için habire odun atar. Padişah, laf arasında, ömrüne bereket, senin bu odunlar bin altına bedel der. Sabah olur, vezir oduncuya pahasını sorar kalmalarının, oduncu 1000altın der, fiyatı da padişahın biçtiğini söyler. 

BİNDİK BİR ALAMETE

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 173
Osmanlı padişahına gemi ile iki zürafa hediye edilir. Osmanlı halkı ve padişah, ilk defa gördükleri hayvanları Sultanahmet'te beslerler. Padişah, İncili Çavuş'a at gibi kullanılıp kullanılamayacağını denemesini ister. Merdivenle biner, hayvan dörtnala koşmaya başlar.  Yolda görenlere, "yahu ne olacak, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" der.

GÜNAHI OLMAYAN

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 118
Hz.İsa, yolda giderken, bir kadının recm, taşlanarak öldürme cezası aldığını görür. Kalabalığa suçunu sorar, fahişelik derler. Tamam o zaman, ilk taşı günahı olmayan atsın diye bağırır. Hiç kimse taşı atamaz.

MARATON

BİLGELİK ÖYKÜLERİ_E.ÖZDİL
SAYFA 110
Maraton Koşusu, MÖ5.yy'da, Darius kumandasındaki Persler, Atina yakınlarındaki Maraton ovasına çıkarma yaparlar. Atina ordusu 10000 iken, kendisinin dört katı orduyu, meydanda mağlup ederler, Persler donanmalarına binip, Atina gitmek üzere hazırlanırlar. Atina'ya haber götürmek üzere Philipides, Atina'ya durmadan koşarak 42.2km yolu Perslerden önce koşar, Atinalılara haberi verir ve kalelerde asker süsü vererek yeni bir savaştan Persleri vazgeçmelerine neden olur.

Monday, August 11, 2014

ECE AYHAN KUŞAĞI

Biz 31 kuşağıyız, tevellüt de tutuyor zaten.

Monday, July 7, 2014

TAKSİM CUMHURİYET MEYDANINDAKİ SOVYET GENERALLER

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 241
Rusya, Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'ya destek olur ve silah yardımı yapar. Bu dayanışmanın simgesi olarak da Taksim Cumhuriyet Meydanı'ndaki anıtta iki Sovyet generali, Frunze ve Voroşilov yeralır.

ERTUĞRUL GEMİSİNDE FARELERE ÇARE

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 188
Ertuğrul gemisini fare basınca, fareleri yok etmek için kokusuz bir yöntem olaran, un alçı karışımı olan tabakları koyarlar gemşnşn her yerine. Yanına da su. Alçıdan dolayı hazımsızlıktan fareler ölecektir. Tuzağı farkeden fareler birsüre sonra bu yemleri yememeye başlar. Sonra denizciler, Çinlilerden bir yöntem öğrenirler. Buna göre, 10-15 fare yakalanıp tel kafese konur, sadece su verilir. Üçüncü günün ardından, fareler açlıktan birbirlerini yemeye başlar, iki hafta sonra hayatta kalmayı başaran 3-4 fare gemiye salınır. Artık yamyamlaşmış fareler, geri kalan hemcinslerini de yer.

PİCASSO'NUN GUERNICA'SI

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 181
1937 yılında, İspanyol Franco, direnişçilerin yaşadığı Guernica kasabasını bombalamak için, Hitler'den yardım ister. Bir Nazi subayı, Picasso'nun bu günü anlattığı Guernica tablosuna bunu siz mi yaptınız sorusuna, hayır siz diye yanır verir. 2003 tarihinde Colin Powell, Irak'a yönelik savaş propagandası yapacağı konuşma sırasında, BM'de duran Guernica'nın üstü büyük bir kumaşla örtülür.

KRAL VE DEĞİRMEN

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 80
Alman kralı II.Friedrich, Berlin yakınlarında bir saray(Sanssouci Sarayı) yapmaya karar verir. Ancak, saray yerinin yakınındaki değirmen engel olmaktadır. Değirmenin satınalınarak yıkılmasını emreder. Ancak sahibinin satmaya niyeti yoktur. Kral, adamlarıyla daha fazla para teklif etse de teklifi reddeder. Bunun üzerine kral, kendisinin kral olduğunu, isterse değirmeni para vermeden de alabileceğini haykırır. bunun üzerine değirmenci, bunu elbette yapabileceğini söyler ve devam eder, "Ama unutmayın ki, Berlin'de hakimler var".

MİLLİ BİSİKLET EKİBİ

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 52
1924 Paris Olimpiyatlarına katılan ekibimizi Burhan Felek karşılamış, bisikletlerinin olmadığını öğrenince çok şaşırmıştır. Atletler, Paristen almayı hesaplamışlar ancak sipariş üzerine haftalar öncesinden yapılmaktadır. İki gün kala gelen ekip yarışmaya katılamaz.

MİLLİ MARŞIMIZ ENTARİSİ ALA BENZİYOR

GEYİKLİ PARK_S.AKIN
SAYFA 45
Reşadiye gemisini almak için İngiltere'ye giren denizcilerimiz, teslim töreninde İngiltere marşının okunmasının ardından, o sıralar milli marş olmadığı için, marş niyetine "Entarisi ala benziyor, şeftalisi bala benziyor" şarkısını okumuşlardır. İmparatorluk askerleri de saygı duruşunda dinlemişlerdir,

Sunday, June 29, 2014

DANSIN EVRİMİ

SAÇMALIKLAR ÇAĞI_M.FOLEY
SAYFA 125
Özünde bir grup çalışması olarak yüzyıllardır olan dans, 19.yy'da çiftlere yönelik bir faaliyete indirgenmiş, 20.yy'ın sonlarında neredeyse tümüyle yalnız yapılan bir eyleme dönüşmüştür. 

SİMURG ŞİİRİ

SAÇMALIKLAR ÇAĞI_M.FOLEY
SAYFA 63
Feridüddin Attar'ın Kuşların Diliyle adlı 20.yy şiirinde tüm kuşların doymak bilmez istekleri karşısında bir ruhani lider, Simurg'a ihtiyaçlarını olduğunu düşünürler. Hep birlikte Simurg'u aramaları gerekmektedir. Birçok kuş bu yolculuktan zamanla kaçar, bir grup kuş yedi vadiyi aşarken, yolculukları sırasında pekçok badire atlatır, örnek karakterlerin öykülerini dinlerler. Simurg'un sarayına vardıklarında otuz yorgun, yaşlı kuş kalmışlardır. Saray muazzam ama içi boştur. Aynalar dışında saray bomboştur, birden anlarlar Simurg'un aslında farsça otuz kuş anlamına geldiğini.

Monday, June 23, 2014

HARİTALARDAKİ SEVGİLİ ADALARI

KIRMIZI IŞIKTA YÜRÜMEK_E.ATABEK
SAYFA 22
Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan İspanyol'a gemide suların azaldığını, haritada görünen şu adacıkta içme suyu bulunup bulunmadığını sorunca İspanyol gülümsemiş. Efendim, o adanın varolduğunu sanmıyorum. Meğer, İspanyol haritacılar, sevgilileri için de gerçekte olmayan ufak adalar çizerlermiş.

Saturday, June 21, 2014

TOPLAYICILIKTAN TARIMIN GEÇİŞİN KÜLTÜRE ETKİLERİ

BÜYÜK TARİH_C.S.BROWN
SAYFA 124
Tarımla yerleşik yaşayan insan, daha fazla çalışmaya başladı. Havanın insafına bağlıydı. Daha fazla hastalık, daha az eğlence vardı. Çevresel olarak da ormanlar yok edildi. Toprağın yapısı bozulmaya başladı. Adem Havva'da yiyeceğin bol olduğu Cennet Bahçesi, tarım öncesi doğadır. Tanrı doğanın bolluğundan kovup çalışma çilesine mahkum eder. Oğulları çiftçi Kabil ile çoban Habil hikayesinde de, Tanrı Habil'in hayvanlarını kabul eder. İbranilerde Kenanların topraklarını alana kadar göçebedirler.

KALITIMIN KANLA TAŞINMASI

BÜYÜK TARİH_C.S.BROWN
SAYFA 98
Kalıtımın nasıl işlediği 1953'de Watson ve Crick'in DNAnın yapısını çözmeleriyle anlaşılmıştır. 16-18.yy'da Avrupalılar, farklılıkları ırk olarak adlandırıyorlardı. 1953'den önce de genel kanı, kalıtımın kanla taşındığı şeklindeydi. O yüzden II.Dünya Savaşında Amerikalılar, bir siyahtan kan almaları halinde siyah çocukları olacağını düşünüyorlardı.

Monday, June 16, 2014

KAYSER

VIKIPEDI.COM
Kayser, Roma(Bizans) imparatorlarına verilen Ceasar ünvanının İslam ülkelerinde kullanılan biçimidir. Osmanlı Sultanları II.Mehmet'ten başlayarak Kayser-i Rum ünvanlarını da kullanmışlardır. Ceasar adı, Sezardan sonra tüm Roma imparatorlarının onursal lakabıdır. Rus hükümdarları da tsar ünvanını 1453'de İstanbul'un fethinden sonra benimsemişlerdir. Sebep, Osmanlı sultanlarının Rum Kayserliğine varis olma iddialarına karşı koymak ve Bizans mirasından hak iddia etmektir.

NOEL BABANIN KIYAFET RENGİ

SUBLİMİNAL A.Ş._F.BİŞKİN
SAYFA 188
Santa claus'un kıyafeti yeşildi. 1931'de CocaCola reklam kampanyası sonrası kırmızıya dönüşmüştür.

MEDYA SAHTEKARLIĞI

HEYECAN YAŞLANMAZ_M.BALBAY
SAYFA 71
1992'de Körfez Savaşı'nın ateşli günlerinde ABD, kaybedeceğini anlayınca petrol kuyularını ateşe veriyor. Derken görüntülü bir haber, Saddam Basra Körfezi'ne petrol akıtıyor. Bir karabatak heryeri petrol siyahı, az sonra ölecek. Kahrolsun Saddam dedirten bu görüntülerin sonradan Fransa açıklarında çekildiği ortaya çıkıyor.

Romanya'da Çavuşesku döneminin son günlerinde, haber ajansları dünyaya halkın üzerine ateş açıldığı ve binlerce ölü olduğu haberini geçiyor. Bir süre sonra öğreniliyor ki ölü sayısı 40, fotoğraf Bükreş tıp fakültesi morgunda çekilmiş.

Sunday, June 15, 2014

RODİN HEYKELİ AKIL HASTANESİNDE

HAKANURGANCI.COM
Düşünen adam heykeli felsefi düşünceyi anlatan bir simge olarak pekçok kopyası, Tokyo müzesinde, Norveç Ulusal galeride, İngiltere Cambridge'de, Abd Colombiya Üniversitesi, Stanford Üniversitesinde, Washington Ulusal Galeride, Avustralya Opera Binası önğnde iken, bize Bakırköy akıl hastanesindedir. Başhekim Fahri Celal Göktulga, 1953 yılında eli yatkın hastanedeki Kemal Künmat'tan yapmasını ister. Heykelin bitmesine az kala tüklü bir para isteyen Künmat, eline çenesine koyduğu kolunu yapmadan bırakır heykeli. Altı ay sonra, depresyon tedavisi gören yüzbaşı Mehmet Pişdar, kalan kısmını tamamlar.

Wednesday, June 11, 2014

SU MÜZİĞİ

EKSISOZLUK.COM (entry water music)
05.11.2003
I.George, Alman asıllıdır, 1714'de tahta çıktığında tek kelime ingilizce bilmez, bakanları da Almanca bilmez. Kendini sürgünde hissettiği için, Thames nehri kenarında hergün handel dinleyip yemek yer, Londra halkı da kayıklarla geçerek bu eğlenceye katılır. Bundan dolayı eserin adı su müziği denir.

Tuesday, June 10, 2014

BOYNUZLU MUSA

DUNYABULTENI.NET
19.02.2011
Michelangelo'nun Musa heykelinde iki boynuz bulunmaktadır. Bu boynuzlar Rönesans döneminde yapılan çeviri hatasından kaynaklanmaktadır. İbranice keren kelimesi ışık yansıması ve boynuz anlamlarına geldiği için, o zamanın bütün çevirilerinde başından ışık saçan yerine, başında boynuz olan şeklinde yanlış belirtilmiştir,